Bizi Facebookta Takip Edin!

19 Aralık 2011 Pazartesi

Bir Varmış Bir Yokmuş..ama Gerçekmiş...

Bazen tıkanıveriyorum ne yazsam diye..yanlış anlamayın konusuzluk değil sorunum..tam tersine yazılası ne çok şey var..hepsi birden üşüşüveriyor..beni yaz, hayır beni yaz, ama ben daha öncelikliyim…üfff yaaa..rahat bırakın beni..hepiniz birden üstüme gelince elim ayağıma dolaşıyor ..hepinizle birden baş edemem ki ben..hem bugün kendimi hiç mi hiç formda hissetmiyorum..dışarıda hava gri..hava soğuk..yağmur damlaları kirli camlarıma çarpıp yol yol izler bırakıyor..içimden hiç kıpırdamak gelmiyor..çayım soğudu, sigaram kendi kendini içiyor…sizinle nasıl uğraşayım bu haldeyken…düşün yakamdan..hiç bir şey yapmak istemediğim gibi düşünmek de istemiyorum…
Sadece hayal kurmak istiyorum..şöyle mutlu sonla biten masallar gibi..yazılası söylenesi sorunlardan hayal dünyamda olsun kaçıp çok uzaklara masallar diyarına gitmek istiyorum.. 


Cinderella gibi bir peri ile karşılaşsam şöyle sihirli çubuğunu sallasa beni prensime yollasa bütün gece dans etsek sonra geri gelsem..geri gelsem diyorum çünkü pamuk prenses yüzünden cadının Storybrooke kasabasında sonsuza kadar kapatılmak istemiyorum..ı-ı-h kafayı yemedim…masallara takılmam da, bu dizi yüzünden..Once Upon a Time, Lost’un ardından Adam Horowitz ve Edward Kitsis  bunu yapmışlar, henüz başında ilk 7 bölümünü ancak seyrettim, ama beni alıp masallar diyarına taşıdığı o kısacık sürelerde çok eğlendiriyor..bilinen masal kahramanlarının tümünü tek potaya atmışlar, masalları birbirine bağlamışlar.Kahramanların tümünün de mutlu sonları, cadı tarafından ellerinden alınarak, bizim bugünkü dünyamızda Storybrooke adındaki kasabaya kapatılmışlar. Cadı geçmişlerini hafızalarından silmiş..Ama şimdi büyünün bozulma zamanı gelmiş…pamuk prenses ve yakışıklı prensin torunu annesini kasabaya getirdi cadının yaptığı büyüyü bozması için…



Battaniyemin yumuşaklığına biraz daha sarılıyorum..gözlerimi yumuyorum.. 
Aslında masallara sığınmama gerek olmadığını anımsıyorum birden.. benim de beyaz atlı bir prensim var aslında..çocukluk aşkım olmamasına rağmen hayatımın beyaz atlı prensi..yıllarca görmediğim, konuşmadığım, normal zamanlarda hiç düşünmediğim halde en bunaldığım anlarda hayallerimde ona sığınırken her seferinde garip
tesadüfler sonucu karşımda bulduğum beyaz atlı prensim..nasıl olduğunu bilemedim hiçbir zaman, ister telepati deyin ister mucize.. ama bu dünyada da yaşanan masallar var işte...Belki, aramızda yarım kalan bir şeyler olduğundan..belki de aşkın ötesindeki o masalımsı sevginin varlığından..kim bilebilir..ayrı ayrı yaşamlara yelken açmamışız gibi, yıllarca ayrı kalınmamış gibi tek bir kelimeye bile gerek kalmadan saran duygu seli her karşılaşmamızda bir kere daha anlattı her şeyi hem bize hem dünyaya..o benim beyaz atlı prensim, ben onun prensesi... hep öyle kalacak yaşamlarımız sürdükçe..ne ayrı geçen yıllar, ne ayrı ayrı kurulmuş farklı yaşamlar, ne de mesafeler..hiç bir şey bizden alamayacak bunu....zamanın bile alıp götüremediği, hafifletemediği bu duyguyu, o garip açıklanamaz iletişimi, başından beri sözlere gerek kalmadan doğan ve gelişen o ruh beraberliğini… 
Oysa ne çok dinledim başkalarından bana olan aşklarını sevgilerini..ben de mırıldandım aşk sözcüklerini, ama sözcükler yetmedi, hepsi tükendi..aşk sözcükleri yerlerini kavgalara terk etti, ayrılıklara terk etti, zaman unutturdu..maziden gelen anılar olarak kaldılar..acı-tatlı, güzel- çirkin....
Ama sadece bir tane beyaz atlı prens olabiliyormuş bir prensesin yaşamında.Beyaz atlı prensin yaşamında da sadece bir tane prenses olabiliyormuş, tıpkı masallardaki gibi… 
Düşünmek bile yetti, sıcacık battaniyemin altında gözlerim kapalı, beyaz atlı prensimin de şu anda beni düşünerek o gri gökyüzünden düşen damlalara baktığını biliyorum..yıllar sonra çok yakında yine karşılaşacağımızı iliklerime kadar hissediyorum..o an yaklaştığında daha önceleri de hissettiğim gibi…çok yakında biliyorum..gerçek yaşamdaki masalımsı sevdamızı düşünerek gülümsemeye başladım..gri gökyüzü,seni bile seviyorum..kirli camlarıma vuran yağmurun sesi sevda nağmleri çalıyor artık..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder